
Edebiyat Fakültesi yıllarında şiirlerini yolladığı Behçet Necatigil’den aldığı yanıt. 70’li yıllarda B. Necatigil ile tanışmış, çeşitli yayınevlerinde sohbetleri olmuştur. Necatigil’i « dünyanın en alçakgönüllü insanlarından biri » diye tanımlayacaktır.
Behçet Necatigil’den Mektup
Behçet Necatigil, Mektuplar, Yapı Kredi Yayınları
İstanbul, 21.XI.1951 Bay Muammer Yüzbaşıoğlu Yüksel okullar talebe pansiyonu Beyazıt-Şehir Kardeşim, Şiirlerinizi ekliyerek yolladığınız 9.XI.1951 günlü mektubunuza cevap almaktan ümidinizi kestinizdi belki, bu takdirde bu satırlar sizin için bir sürpriz olacaktır. Şiirleriniz hakkında düşüncelerimi soruyorsunuz. Şiirlerimiz hakkında yabancı yargıların bizi; tabiatımızın, meyillerimizin, inançlarımızın gösterdiği veya bedbin bir görüşle sürüklediği yoldan ayıracağına pek inanmıyorum ben. Birisi şiirimize kötü demiştir; bu böyle diye kendimizi verdiğimizi, bizden gizli veya aşikar bazı şeyler koparmış olduğunu bildiğimiz bu şiir karşısında derhal tavır mı değiştirmeliyiz? Şiirlerimiz her şeyden önce kendimiz için. Şiir ortada olandan hiçbir şey eksilmeden bölünür bölünebildiği kadar. Yok, talibi çıkmadı mı bizimdir fakirliği veya zenginliği büyüklüğünce. Yazdıklarınızda bu işe daha önce emeği geçmiş bir hazırlıklının yer yer ustalıklarını, söyleyiş rahatlıklarını gördüm; vakit vakit acemiliklere de rastladım. Birinciler mesela hangi şiirlerde, ikinciler hangi mısralarda? Bu noktaları cevaplandırmayı lüzumsuz buluyorum. Bu bir değer yargısıdır, ben öyle derim de başkası böyle der. Bugün en usta şairin bile her şiiri, bu bakımdan farklı kararlara nail veya mahkum olur. Her şeyi siz kendiniz keşfedeceksiniz. Öyle sanıyorum ki Orhan Veli’yi fazla seviyorsunuz; şiire onunla başlamak lehinize bir nottur; ama şu yahut bu, herhangi bir şairden kalmamalısınız. Kendimizi bulmamızın kapısına başka başka basamaklara basarak çıkılır, fakat bu basamaklarda ilerde işimize yarıyacak neler olduğunu görmek şart! Hiçbir şairi devamlı olarak sevebileceğimize de inanmıyorum. Bilinen şey: Muhabbetlerimiz zamanlarımıza bağlı. Hava bizi bir gün, önceden yerdiğimiz, kötülediğimiz bir şairin aleminde hayranlığa da götürebilir. Kırık mısraları ben şimdi sevmiyorum. Şiirlerinizi bu şekilde tertiplemekten siz hoşlanıyorsunuz. Bana yukarda Orhan Veli’den söz açmak vesilesini de şekli bu tarzda kullanışınız verdi. Bu yolda devam ederseniz ne gibi bir netice alacağınızı kestiremem. Beylik sözler etmek istemiyorum, yani şöyle yazabilirim: “Şiirleriniz ilerisi için umut vericidir, yolunuz açık olsun, vesaire.” Bu gibi lafların ne dereceye kadar kesin, dolu olduklarını yazmaya hacet var mı? Ben sizde bir şair edası buldum, bu benim için kafi; sezişimin tahlilini yapmaya girişmek, sebeplerini aramak olsa da olur, olmasa da! Yolladığınız şiirlerin Varlık’ta neşrine tavassutumu istiyorsunuz. Tavsiye eder, taraftarlığımı söylerim (Madem ki istiyorsunuz). Fakat dergi sahibi, benim kanaatime iştirak etmezse veya sizin arzu ettiğiniz derecede etmezse bu takdirde bana gücenmeyiniz. Selam ve sevgilerimle. B. Necatigil